Sempozyum Hakkında
Modern dönemde hızla yaygınlaşan şehirleşme faaliyetleri şehir
özelliklerinin geleneksel döneme göre farklılaşmasına neden olmuştur.
Sanayi devrimi ile birlikte ortaya çıkan modern şehirler tarıma ve
ihtiyaca yönelik üretimden sınai üretim ve tüketime doğru toplumsal
değişmenin göstergeleri haline gelmiştir. İngiltere başta olmak üzere
Avrupa başkentleri ve ABD modern dönemde şehirleşmenin lokomotif
örneklerine ev sahipliği yapmıştır. Modern şehirlerin oluşması fabrika
merkezli üretim istihdamını artırması nedeniyle kırdan kente doğru
göçün kapılarını açmıştır. Bununla birlikte modern ulus devletlerinin
oluşması, geleneksel dönem şehirlerinin yanı sıra ticaret ve sanayi
odaklı yeni şehirlerin kurulmasını da beraberinde getirmiştir. Gerek
küresel gerekse bölgesel olarak kente göç hareketi şehirlerin kendi
toplumsal ve demografik kimliklerini de dönüşüme uğratmıştır. Bu
bakımdan çeşitli din, mezhep ve gruplar, zanaatkarlar, sanatçılar ve
işçiler yeni kurulan modern şehirlerde çok kültürlü bir yapının
oluşmasına zemin hazırlamıştır. Ekonomik olarak dezavantajlı sınıflar
şehrin istihdam imkanlarından faydalanmak için göç ederken
ikametlerini sağlamak üzere kurulan banliyölere yerleştirilerek şehrin
merkezi altyapı ve üst yapı imkanlarından mahrum bölgelere
yerleştirilmiştir. Aynı zamanda şehrin periferisinde kurulan gecekondu
yerleşimleri işçilere ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Şehir
merkezleri ise modern ticari ve sanayi imkanları çerçevesinde
gökdelenler başta olmak üzere modern hayatın temel simgelerinin yer
aldığı abideler haline gelmiştir.
Modern dönemde hızla yaygınlaşan şehirleşme faaliyetleri şehir
özelliklerinin geleneksel döneme göre farklılaşmasına neden olmuştur.
Sanayi devrimi ile birlikte ortaya çıkan modern şehirler tarıma ve
ihtiyaca yönelik üretimden sınai üretim ve tüketime doğru toplumsal
değişmenin göstergeleri haline gelmiştir. İngiltere başta olmak üzere
Avrupa başkentleri ve ABD modern dönemde şehirleşmenin lokomotif
örneklerine ev sahipliği yapmıştır. Modern şehirlerin oluşması fabrika
merkezli üretim istihdamını artırması nedeniyle kırdan kente doğru
göçün kapılarını açmıştır. Bununla birlikte modern ulus devletlerinin
oluşması, geleneksel dönem şehirlerinin yanı sıra ticaret ve sanayi
odaklı yeni şehirlerin kurulmasını da beraberinde getirmiştir. Gerek
küresel gerekse bölgesel olarak kente göç hareketi şehirlerin kendi
toplumsal ve demografik kimliklerini de dönüşüme uğratmıştır. Bu
bakımdan çeşitli din, mezhep ve gruplar, zanaatkarlar, sanatçılar ve
işçiler yeni kurulan modern şehirlerde çok kültürlü bir yapının
oluşmasına zemin hazırlamıştır. Ekonomik olarak dezavantajlı sınıflar
şehrin istihdam imkanlarından faydalanmak için göç ederken
ikametlerini sağlamak üzere kurulan banliyölere yerleştirilerek şehrin
merkezi altyapı ve üst yapı imkanlarından mahrum bölgelere
yerleştirilmiştir. Aynı zamanda şehrin periferisinde kurulan gecekondu
yerleşimleri işçilere ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Şehir
merkezleri ise modern ticari ve sanayi imkanları çerçevesinde
gökdelenler başta olmak üzere modern hayatın temel simgelerinin yer
aldığı abideler haline gelmiştir.
Erken modern dönemde şehirlerin sanayi ve ticari açıdan tesisisin
neden olduğu demografik, dini ve toplumsal değişim, günümüze
geldiğimizde önceden periferide kalan alanların şehirlerin genişleyen
kapsamı içerisinde merkezileşme imkanı bulmasını sağlamıştır. 21.
Yüzyılda devam eden şehirleşme faaliyetleri değişimin varlığını
korumakla birlikte yeni nitel değişkenlere sahne olmaktadır.
19.yüzyılda sanayileşmenin, 20. yüzyılda dünya savaşlarının, göçün
lokomotif güdüsü olduğu ifade edilebilirken 21.yüzyılda ise devam eden
terör faaliyetleri, geç modernleşme/postmodernleşme ve şehirleşme
olgusu, uluslararası savaşlar ve son olarak kapitalist tüketim
endüstrisi farklı nedenlerden kaynaklansa da modern şehirlerin
genişlemesine neden olmaktadır.
Türkiye’de 1980’li yıllardan başlayarak 2000’li yıllardan itibaren
ivme kazanan şehirleşme faaliyetleri, başta büyükşehirlerin sayısının
artmasına, istihdam imkanlarının arttırılmasına, yeni yerleşim
merkezleri ve mahallelerin kurulmasına neden olmaktadır. Bu hızlı
dönüşümün demografik içerikleri ise ulusal ve uluslararası düzlemde
çok farklı etnik ve dini grupların şehir hayatında birlikte yaşama
tecrübesine yeni bir düzlemde ortaya çıkmaktadır. Türkiye’nin komşu
ülkelerinde gerçekleşen savaşların başat etken olduğu uluslararası göç
dalgası, başta Türkiye olmak üzere diğer Avrupa ülkelerini de etkisi
altına almış bulunmaktadır. Dolayısıyla iç göçün şehir hayatı
üzerindeki etkilerinin yanı sıra kitlesel göç hareketleri yeni
değişimlere neden olmaktadır.
Tarihsel olarak sanayi devrimi, ticari hareketlilik, uluslararası ve
ulusal göç ve son olarak teknolojik gelişmeler neticesinde
küreselleşmenin hızla yaygınlaşması şehrin fiziki ve sosyal kimliğini
dönüşüme uğratmaktadır. Düzenlenmesi planlanan sempozyumla birlikte
günümüz Türkiye’sindeki şehir olgusunun din, felsefe, entellektüalite,
mimari, sosyal hizmet, ekonomi, aile, eğitim ve diğer birçok açıdan
ele alınarak kısıtlılıkların ve imkanlarının tespiti ve sorunlara
çözüm önerileri geliştirilmesi hedeflenmektedir. Her oturum kategorik
olarak şehrin anlaşılmasına ve incelenmesine katkı sağlayacak
başlıklardan oluşmaktadır. Bu minvalde sempozyum sonunda ortaya
çıkarılacak yayınların gerek akademik tartışmalara gerekse kamu
hizmetlerinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesine katkı sağlayacağı
düşünülmektedir.
Sempozyum Organizasyonu
Sempozyum, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Güngören
Belediyesi iş birliğiyle gerçekleştirilecektir.
Katılım Bilgileri
Sempozyuma katılım ücretsizdir.
Sempozyuma yalnız bir bildiri ile katılım sağlanabilir.
Katılımcıların ulaşım ve konaklama giderleri katılımcıya aittir.
İstanbul Havalimanı ve Güngören Gösteri Merkezi arasında servis
düzenlenecektir.
Konaklama için katılımcılar yönlendirilen anlaşmalı/indirimli
konaklama hizmetinden yararlanabilecektir.
Sempozyum yüz yüze gerçekleştirilecektir.
Sempozyum Güngören Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilecektir.
Sempozyuma kesin kabul edilen ve sunulan tam metin bildirileri
için yazarlara telif ücreti ödenecektir.
Başvurular mail adresine yapılacaktır. Yazı formatı dosyadaki şekilde olacaktır.
Sempozyum Başlıyor:
Özet Gönderimi ve Örnek Şablonlar:
Önemli Tarihler
Bildiri Özetleri Gönderim Tarihi
20 Haziran 2025
Kabul Edilen Özet Bildirilerin İlanı
Temmuz 2025
Tam Metin Gönderimi İçin Son Tarih
30 Eylül 2025
Sempozyum Programı İlanı
17 Ekim 2025
Sempozyum Tarihi
7-9 Kasım 2025
Sempozyum Yayını
Aralık 2025